Yer: Söğüt, Bilecik
Yıl: 2022
İşveren: Mimarlar Odası Bursa Şubesi -Söğüt Belediyesi
Kategori: Ulusal Yarışma, Ziyaretçi Merkezi, Rekreasyon
Proje Alanı: 4.763 m² Açık Alan: 17.350 m²
Ekip: Seden Cinasal, Ramazan Avcı, Gülay Karip, İrem Malgaş, Hülya Demirkaya, Nil Özkır, Melih Baktır, Münire Sağat, Meryem M. Topdaş, Gökçe Yıldız, Selin Kamburoğlu, Ata Kaynarca
Danışmanlar: Özcan Kaygısız, Ayşe Dağoğlu, Özge Süvari, Ozan Gürsoy
OVO
yığıntı | küme | birikinti | tepe
Söğüt’te kültürel peyzajın önemi, doğa faaliyetlerinden bahçelerine ve endemik çeşitliliğe sahip kırlarına dayanan tarihine yansımaktadır. Günümüzdeyse mesire alanlarının oluşturduğu doğal alanlar, aktivite bazlı farklı programlarla birlikte kültürel peyzajın bir kısmı korunmuştur. Ancak Söğüt’e giriş, karşılaşma alanı oluşturan tepe topoğrafyasında peyzaj karakterindeki çelişki dikkat çekici niteliktedir. Doğal güzelliklerin metalaşması, coğrafyanın ticari potansiyellerin değerlendirilmesinin kaçınılmaz sonucu olarak oluşan kahverengi alanların (taş ocağı, hafriyat atık alanları vb.) oluşumu Söğüt’te de kendini göstermiştir. Bunun yanında bilindiği üzere Söğüt çevresinde doğudan gelen Oğuz Türkeri’nin Kayı Boyu, bu bölgede Osmanlı Devleti’nin kuruluş adımlarını atmıştır. Kuruluş döneminden miras kültürel hafıza mekanlarına da halihazırda ev sahipliği yapmaktadır. Yarışma alanları da bağlantı yolları üzerinde ve komşu olması sebebiyle Söğüt ilçesine giriş niteliği taşımaktadır. Bu niteliklerin dışında topoğrafik olarak coğrafyaya hakim noktalar olması sebepli eşsiz pastoral ve tarihsel Vistalar sunmaktadır. Tüm bu bağlamda Söğüt ile ilgili ilk izlenimi oluşturan bu hafıza mekânının alanın üst ölçekte barındırdığı özel coğrafyayı ve doğal varlıkları anımsatma niteliği olması önemsenmelidir. Alanın doğu yönünde bulunan yola paralel kurgulanan giriş mekânı ve hemen sonrasında karşılaşılan teras-balkon bakıma ihtiyaç duymayan, bölgenin endemik bitkilerini barındıran ve yakın dönemde faaliyeti sona ereceği belirtilen taş ocağından (ya da yine yakın çevrede oldukça fazla sayıdaki ocaklardan) edinilecek ‘artık’ taş bloklarla birlikte kendi ekosistemini oluşturan karakteriyle bu kimliği yansıtmayı hedefler.
Ovo: hem-zemin bir düzlemde tarihe ve doğaya bakmak-görmek
Öneri tasarımdaki en büyük kaygı ‘hem-zemin’ birlikteliği yorumlamak; yani insan ve doğal çevrenin bir aradalığını faklı bağlamlarda yeniden düşünmektir. Yakın çevredeki taş ocaklarından elde edilen atık taş bloklarını yapıyı kuran bir tasarım genine dönüşmesi hedeflenmiş ve bu önemli ticari değere sahip olan doğal varlıkların endüstriyel açından göz ardı edilebilecek ve atık kategorisine giren parçalarının zahmetli ve maliyetli bir işleme tabi tutulmadan sadece makul boyutlarda kesilerek, yığma yapım yöntemiyle değerlendirilmesi önerilmiştir.