Yer: İstanbul
Yıl: 2022
İşveren: İstanbul Atatürk Kültür Merkezi Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü
Kategori: Ulusal Yarışma, Anıt, Kamusal Alan
Ekip: Seden Cinasal, Ramazan Avcı, Özlem Kurtcu, Gülay Karip, İrem Malgaş, Nil Özkır, Ayşe Dağoğlu, Özge Süvari, Ahmet Şenel, Dilşad Uzar, Selinnur Demirel, Nisa Kara, Taylan Özgür Aksoy, Furkan Atay, Busem Acar, Melis Yıldırım
bir giriş sembolü olarak heykel
Atatürk Kültür Merkezi, bir Cumhuriyet projesi olarak genç devletin kültür ve sanat anlayışının, toplumsal değerlerin sanata dönüşen üretimler şeklinde hayat bulmasına olanak sağlamayı hedeflemiş ve geçen zamanda buna aracı olmayı başarmış önemli kentsel sembollerden biridir. Proust planı ve sonrası Taksimin kent merkezi ve AKM’nin kültür odağı olarak tahayyül edilmesi, Hayati Tabanlıoğlu’nun tasarımıyla inşa edilmiş kültleşmiş yapısallığı ve yakın zamanda yenilenmiş haliyle günümüzde de 100. Yaşını kutlayacağımız Cumhuriyetin ve İstanbul’un temsiliyetini üstlenmeye devam etmektedir. Böylesi tarihsel arka plana sahip bu alanın ve önemli bir kültür sanat yapısının hemen yamacında konumlanacak sanat objesinin tanıklık edinilen ve Cumhuriyet projesinin adım taşları olan 100 seneyi sembolleştirmesi istenmiştir. Bu 100 seneden her birini temsil eden heykel parçalarının oluşturacağı biçimsel ve duyusal harmoni ile yaratılması hayal edilen ‘giriş parçası’(uvertür) fikri ise projenin ismini ve kavramsal arka planını meydana getirmiştir.
bir etkileşim aracı olarak heykel
Sanatın, onu üreten zihinlerin beslendiği kaynaklardan ve toplumdan izler taşıdığını ve kolektif üretimle gelişip büyüdüğünü savunmaktayız, İstanbul gibi metropol kentlerde, seyircinin bizzat etkileşimde olduğu anlarda, sanatsal faaliyetlerin üretime katkısı göz ardı edilemez bir gerçektir.
Burada ve diğer tüm sanatsal üretim alanlarında odak nokta insandır.
Heykel gibi plastik sanat nesneleri ile nasıl ilişki kurulacağı üzerine modern ya da postmodern birçok yaklaşım bulunmaktadır. Önerimizde de izleyicinin heykeli izlemesi, dinlemesi (ses olanağı), dokunması, hareketli bileşenler yoluyla kendi sesini (müziğini) çıkarması ve etkileşim içinde olması yaklaşımı benimsenmiştir. Bu bağlamda öneri heykel, bir müzisyen ya da yetişkin için müzik aleti, bir çocuk ya da sadece izleyici için çıkardığı tüm sesleriyle müziğin kendisidir.
Bilindiği gibi her yıl sonbaharın başlangıcında ülkemizde köklü kültür sanat kuruluşlarının sezon açılışları olmaktadır. (T.C. Devlet Tiyatroları, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası vb.) Bu sebeple sonbahar ayları kültür ve sanat etkinlikleri bakımından hareketli, etkileşimi ve enerjisi yüksek bir dönemdir denebilir. Önerimizi sonbahar günlerinde, sezonu yeni açılmış bir kültür sanat atmosferinde iklimsel olarak da oluşan rüzgarla dans eden ve kendi müziğini üreten objeler olarak cisimleştirmeye çalıştığımız da ayrıca söylenebilir.